Erimiş dondurmanın bir özelliği kalmamıştır, sökülen dikiş her zaman sorun olmuştur mesela. Her insan gibi ben de sevmem dayanıksız şeyleri. İnsanın da dayanıksızını sevmem.
Hayat engellerle dolu, herkesin kendine göre ağır yükleri var. Mükemmele en yakın insan bile problem yaşayabiliyor, çevresine gülücükler saçan çoğu insanın da içinde fırtınalar kopuyor.
Gelecek geldiğinde her defasında önümüze farklı yollar çiziyor, seçim yaptırıyor. Yanlış seçim yaptığında bedelini ödediği gibi insan, doğru seçim yaptığında da aksilikler yaşayabiliyor. Kader pişirip getirmiyor yemekleri önümüze, kullanacağımız malzemeleri ekip biçmesi bile bizden. Sonra tadından tuzundan da biz sorumluyuz. Yemeğe tuz yerine yanlışlıkla şeker atan insan o gün aç kalıyor. Baharatını yerinde kullananlar ise dikkat etmelerine rağmen gizlice yemeğin tadıyla oynayan bir sinsinin kurbanı olabiliyorlar. Ama kimse görmüyor, duymuyor kendinden daha kötü durumda olanları. Oysa bir göz gezdirseler görecekler; çoğu insanın içmeye suyu, yemeye bir lokması bile yok. Duyacaklar, bir kulak verseler; annesi çocuğunu doyuramadı diye ağlarken hıçkırıklarla, çocuk feryat ediyor kaderin ona sunduğu bu hayata.
Kimsenin derdi küçümsenmez; dedim ya herkesin kendine göre ağırdır problemleri. Yine de her insan kurtulmalı bu karamsarlıktan, çevresindekilere bakıp kendi derdini küçümsemeli. Dayanıklı olmalı insan, kendi ayakta durabildiği gibi kendinden daha kötü durumda olanlara da destek olabilmeli.
İnsan soğukkanlı olabilmeli bazen, bu duygusuzluk değildir. Çevresindeki herkes kendini kaybedip bir konuda karmakarışıklaşırken o çözmeli onları, onlara güçlü olduklarını hissettirmeli. Çünkü ihtiyacı var herkesin bu tür insanlara; ne yaptığını bilen, kolay kolay yılmayan insanlara ihtiyacı var.
İnsan ömrü kimi zaman çok uzun gelse de düşünene, çok kısadır aslında. Bir anda geçiverir dakikalar, sonra saatleri deviririz ve geçen zaman günlere dönüşür. Haftalar, aylar derken bir bakmışsınız bir yıl geçmiş. Ve siz hala o bir bakmadayken ikinci yıl da geçer. Bu şekilde bir ömür sanki daha dün başlamış gibi bugün son bulur. Bu kadar kısaysa hayat ve bir o kadar yaşanacak şey varsa ömrünüzde, zamanı boşa harcamamalısınız.
Siz daha bugünün derdini atlatamamışken, yarın size çok daha ağır problemler getirebilir. Bir hata varsa yaptığınız, problem buysa eğer, ders alın ve unutmayın. Ama o hatanın yasını da bir ömür boyu tutmayın. Pişmanlığın size verebileceği tek şey derstir, bir daha yapmazsınız aynı şeyi. Onun dışında asla pişman olmayın, gereksiz zaman kaybıdır çünkü. Eğer problem sizden kaynaklanmıyorsa, hatanız yoksa, hayat yaşattıysa size o kötü şeylerin hepsini, o zaman çevrenizdekilere bakın. Yetmezse daha uzağa, başka şehirlere, başka ülkelere bakın. Mutlaka sizden daha kötü durumda olan biri vardır, bakın ve şükredin.
Hayat kimseye taşıyamayacağı kadar yük vermez, kimsenin karşısında aşamayacağı bir engel yoktur. Güçlü olun, kolay vazgeçmeyin; hayat dayanıksız insanları sevmez.
Zey.